24 Kasım 2022

Washington — Türkiye’nin Suriye’deki Kürt savaşçılara saldırısı, Türkiye’nin bazı hava saldırılarının Amerikan personelinin güvenliğini tehdit ettiğine dair yeni bilgilerle birlikte Washington ile olan gerilimi hızla tırmandırıyor.
ABD Merkez Komutanlığı Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeydoğusundaki bir terörle mücadele üssüne yapılan en az bir hava saldırısının ABD birliklerinin güvenliğini tehdit ettiğini söyledi.
CENTCOM sözcüsü Albay Joe Buccino, yaptığı açıklamada, “ABD askeri personeline yönelik bir tehdit oluşturduğunu gösteren ek bilgiler aldık” dedi.
Bu eylemler, IŞİD‘e karşı mücadeleyi sürdürmek, grubun asla yeniden ortaya çıkmamasını ve bölgeyi tehdit etmemesini sağlamak da dahil olmak üzere ortak hedeflerimizi tehdit ediyor” dedi.
ABD ve ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri tarafından Haseke yakınlarında paylaşılan bir üs Salı günü saldırıya uğradı ve CENTCOM yetkilileri şimdiye kadar olayla ilgili ek bilgi vermeyi reddetti.
Merkez Komutanlığı, Salı günü yaptığı ilk değerlendirmede, saldırı sırasında üste hiçbir ABD askerinin bulunmadığını, ancak bu tür operasyonların “Suriye’de IŞID ile savaşan ABD askeri personelinin güvenliğini gerçekten tehdit ettiğini” kaydetti.
Suriye Demokratik Güçleri yetkilileri Salı günkü hava saldırılarında ABD tarafından eğitilmiş terörle mücadele gücünün iki üyesinin öldürüldüğünü söyledi.
Suriye Demokratik Güçleri’nden bir sözcü Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ABD birliklerinin beş gün önce hala üsde olduğunu ve bölgeyi havadan gözetlediğini söyledi.
ABD’li yetkililer defalarca Türk ve Suriyeli Kürtlerin geri çekilmesi çağrısında bulundu.
“Tüm tarafları gerilimi düşürmeye çağırmaya devam ediyoruz ve tüm taraflardan gelen bu saldırıların IŞID misyonumuzu tehdit ettiğini konuşmalarda ve kamuoyunda söyledik.”
ABD Genelkurmay Başkanı Amiral Milley, Çarşamba günü Türk Genelkurmay Başkanı ile telefonda görüştü ve iletişimi sürdürme gereğini vurguladı.
Türkiye, geçen hafta Suriyeli Terör örgütleri PKK/YPG’ye yönelik son saldırısını başlatmış ve onları 13 Kasım’da İstanbul’da en az sekiz kişinin ölümüne ve düzinelercesinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırıyla suçlamıştı.
Hem Suriye Demokratik Güçleri hem de PKK’nın Türkiye’deki bir kolu olan YPG, sorumluluğu reddetti.
ABD, terör liderliğindeki Suriye Demokratik Güçlerini YPG’den farklı olarak IŞİD’e karşı mücadelede kilit bir müttefik olarak görüyor, ancak Türkiye iki grubu bir olarak görüyor. ABD, bir terör grubunu yok etmek için, diğer terör grubunu destekliyor ve müttefik bir ülkeyi desteklemek yerine, teröristleri desteklemeyi daha uygun görüyor.
Milli Güvenlik Konseyi sözcüsü Kirby Salı günü gazetecilere verdiği demeçte, “Türkiye, özellikle güneylerinde terör tehditlerinden zarar görmeye devam ediyor. Kendilerini ve vatandaşlarını kesinlikle korumaya hakları var.”
Bryant, ABD’nin Türkiye’nin saldırısının uzun vadede yarardan çok zarar vereceğinden endişe duyduğunu da vurguladı.
“Bu, bazı SDG ortaklarımızın IŞİD’le savaşmaya devam etme yeteneklerini etkileyecek bir yanıt vermeye zorlayabilir” dedi.
Suriye Demokratik Güçleri Çarşamba günü VOA’ya verdiği açıklamada, bu endişeler şimdiden kendini göstermeye başladı.
Demokratik Güçler Sözcüsü Farhad Shami, Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’deki mülteci kamplarında IŞİD ailelerini koruyan güvenlik güçlerine beş hava saldırısı düzenlediğini ve bazılarının kaçmasına neden olduğunu söyledi.
Suriye Demokratik Güçleri Çarşamba günü Türkiye’yi, en az 15 sivili öldüren 19 Kasım saldırısından bu yana evler, hastaneler ve okullar da dahil olmak üzere sivil altyapıyı hedef almakla suçladı.
Türk yetkililer, saldırının 184 militanı öldürdüğünü söyledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü yaptığı açıklamada, teröristlerle mücadele çabalarını hızlandırmaya hazır olduğunu söyledi.
Erdoğan, Meclis’te yaptığı konuşmada, “Biz kesintisiz hava saldırılarına devam ederken, en uygun zamanda teröristleri karadan da bastıracağız” dedi.
Ülkemize ve milletimize saldıran teröristleri, sınırlarımız içinde ve dışında onlara yardım eden teröristleri tespit etme, yakalama ve cezalandırma yetkisi Türkiye’nin elindedir” dedi.